Sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan kimselerin vatandaşlıkları fark etmeksizin yalnızca insan olmaları sebebiyle; T.C. Anayasası, milletlerarası antlaşmalar, kanunlar ve diğer mevzuatlar ile teminat altına alınmış hakları bulunmaktadır. Sahip oldukları bu hak karşısında sağlık hizmeti veren kurum ve kuruluşlar ile sağlık hizmeti veren personellerin adalet ve hakkaniyete uygun hizmet verme yükümlülükleri bulunmaktadır.
Sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı, sağlık durumu hakkında bilgi alma haklarının yanı sıra hasta mahremiyeti de bu yükümlülüklerinin içerisinde yer alan önemli başlıklardan biridir.
Hasta Mahremiyeti Nedir?
Hasta mahremiyeti, Hasta Hakları Yönetmeliğinde yer alan en önemli konulardan biridir. Sağlık personelinin hasta mahremiyetini koruma yükümlülüğü yasal düzenlemelerle zorunlu hale getirilerek teminat altına alınmıştır.
Dünya Sağlık Örgütünün hasta mahremiyeti tanımında da “Bireyin kişisel sağlık bilgilerine erişebilmeyi belirleme hakkı” ifadeleri yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Sağlıkta Kalite Standartları Rehberinde ise hasta mahremiyeti kavramı “Hastanın bakım ve tedavi amacıyla (tetkik sonuçları, hastalığı ve tedavisi ile ilgili bilgiler) ya da başka bir sebeple açıklamak zorunda olduğu ancak toplumdaki tüm diğer bireylerin bilgisinden saklamak istediği yaşama alanı” şeklinde tanımlanmaktadır.
Hasta Hakları Yönetmeliğinde açıkça yer alan ifadeye göre ‘’Hastanın mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır.’’ Bu sebeple hasta kişinin mahremiyetinin korunmasını açıkça talep etme hakkı mevcuttur. Bu mahremiyetin korunması talebinin kapsadığı durumlar şu şekildedir:
- Hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbî değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesi
- Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesi,
- Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesi,
- Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbî müdahale sırasında bulunmamasını,
- Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsî ve ailevî hayatına müdahale edilmemesi,
- Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulması.
Ayrıca sağlık personelinin hastanın psikolojini bilerek ve anlayarak ona uygun bir biçimde hareket etmesi gerekmektedir. Örneğin, hastanın kendi sosyo-kültürel yapısından kaynaklanan bazı farklı taleplerinin ya da hastanın karşı cins sağlık personelinden çekinmesinden kaynaklı hassasiyetlerinin dikkate alınması ve buna göre hareket edilmesi gerekmektedir.
Eğitim verilen sağlık kuruluşlarında ise hastanın tedavisi ile doğrudan ilişkiyi olmayan kişilerin tıbbi müdahale sırasında orada bulunabilmeleri için hastanın rızası alınmak zorundadır. Aksi takdirde yalnızca tedavi ile doğrudan ilişkisi bulunan sağlık personeli bulunabilir.
Hasta mahremiyeti uygulamaları prosedürlerini farklı başlıklar altında incelememiz ve o ortama göre önlemler almamız gerekmektedir. Bu başlıklar şu şekildedir:
- Polikliniklerde mahremiyet uygulamaları
- Doktor odalarında mahremiyet uygulamaları
- Görüntüleme birimlerinde mahremiyet uygulamaları
- Kliniklerde mahremiyet uygulamaları
- Yoğun bakım ünitelerinde mahremiyet uygulamaları
- Diyaliz merkezlerinde mahremiyet uygulamaları
- Acil servislerde mahremiyet uygulamaları
- Genel kullanım alanlarında mahremiyet uygulamaları
Hasta mahremiyeti denildiği zaman akla ilk olarak hastanın bedensel mahremiyeti ya da hasta bilgilerinin mahremiyeti gelse de aslında bundan daha kapsamlı bir şekilde ele almamız gerekmektedir. Yukarıda sayılan bu hasta mahremiyeti uygulamaları ele alınırken bütün boyutlarıyla alınıp o şekilde yapılandırılmalıdır. Bu boyutları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Bilişsel Mahremiyet
- Fiziksel Mahremiyet
- Psikolojik Mahremiyet
- Sosyal Mahremiyet
Hasta Bilgilerinin Mahremiyeti Ve Güvenliği
Hastanın tıbbi bilgileri edinilirken bu süreç gizlilik içerisinde yürütülmelidir. Sağlık personelleri yalnızca bu bilgileri edinirken değil, akışını ve kaydını sağlarken de hasta mahremiyetinin korunmasına özen göstermelidirler. Hasta bilgilerinin başka kurumlara veya tedaviyle doğrudan ilgisi olmayan kişilere taşınması büyük bir hasta mahremiyeti ihlali oluşturmaktadır.
Hastaların sistemde kayıtlı olan tıbbi bilgileri yalnızca kendilerine bu konuda yetki verilen sağlık personeli tarafından görüntülenip işlenebilir. Yetki verilen her sağlık personelinin kendine ait özel kullanıcı şifreleri mevcuttur ve işten ayrılma veya başka bir pozisyona geçme durumlarında şifreleri direkt olarak iptal edilir ve erişimleri kesilir.
Hastanın Sağlık Verilerine Erişim Ne Şekilde Olmalıdır ?
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında düzenlenen Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelik ile hasta bilgilerine erişim ve bu bilgilerin gizlenmesi, düzeltilmesi, imha edilmesi ve aktarılması gibi başlıklar ele alınmıştır. Bu başlıkları kısa özetler halinde ele alalım.
A-) Hasta Verilerine Erişim
Hasta verilerine erişimi altı farklı şekilde inceleyeceğiz.
1. Sağlık Personelinin Verilere Erişimi
Bu bilgilere erişim ile görevlendirilmiş sağlık personelleri yalnızca hizmet gereğiyle sınırlı olacak biçimde erişim sağlayabilirler. Kişinin e-nabız kaydı bulunuyor ise kendi sağlık verilerinin gizlilik tercihlerini ayarlayabilmektedirler. Kişiler yapacakları bu tercihlerin sonuçları karşısında ayrıntılı bir biçimde bilgilendirilirler.
E-nabız kaydı bulunmayan kişiler için ise KVKK m.6/3’te yer alan istisnai amaçlarla sınırlı olmak üzere;
a) Kişinin kayıtlı olduğu aile hekimi tarafından herhangi bir süre sınırı olmaksızın,
b) Kişinin sağlık hizmeti almak üzere randevu aldığı hekim tarafından, randevunun alındığı gün ile sınırlı olmak kaydıyla ve alınan sağlık hizmeti ile doğrudan bağlantılı işlemler sonlanana kadar,
c) Kişinin sağlık hizmeti almak üzere giriş yaptığı sağlık hizmeti sunucusunda görev yapan hekimler tarafından, yirmi dört saat süre ile sınırlı olmak kaydıyla,
ç) Hastanın yatışının yapıldığı sağlık hizmeti sunucusunda görev yapan hekimler tarafından, hasta sağlık hizmeti sunucusundan taburcu olana kadar, erişilebilir. Bu erişim kuralları Bakanlık ihtiyaç duyduğu sürece Genel Müdürlük tarafından yeniden değerlendirilebilir.
2. Bakanlık Birimlerinin Verilere Erişimi
Merkezi sağlık veri sistemine gönderilen sağlık verileri kimliksizleştirilerek (anonim hale getirilerek) gönderilmelidir. Bu bilgilerin kişilerle eşleştirilmesi için Genel Müdürlük tarafında belirli kişilere yetkilendirmeler yapılır. Yetkilendirilen bu kişiler yalnızca sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi ile denetleme ve düzenleme görevleriyle sınırlı olmak şartıyla Kişisel Verileri Koruma Kanununa uygun bir biçimde yetkilerini kullanabilirler.
3. Çocukların Sağlık Verilerine Erişim
Ebeveynler çocukların e-nabız içerisinde yer alan sağlık bilgilerine ulaşmak için herhangi bir izne tabii değildirler ancak çocuk eğer ayırt etme gücüne sahip ise ebeveynlerine karşı izin alınmasını talep edebilir.
4. Hasta Yakınlarının Sağlık Verilerine Erişimi
Hasta yakınlarının bilgilendirilmesi yalnızca hastanın imzası ve yazılı onayıyla başkasına bilgi verilmesini kabul etmesi koşuluyla gerçekleşir. Bu imza ve yazılı onay kayıt altına alınmalıdır.
Hekim hasta ile ilgili teşhisini açıkladığında hasta bu bilgiden olumsuz etkilenecekse hasta yakınlarına açıklayabilir.
5. Avukatların Sağlık Verilerine Erişimi
Genel vekaletname bir avukatın müvekkilinin sağlık bilgilerini talep edebilmesi için yeterli değildir. Özel bir düzenleme gerekmektedir. Bu düzenlemede ilgili kişinin özel nitelikli kişisel verilerinin işlenmesi ve aktarılmasına ilişkin açık rızasını gösteren özel bir hüküm bulunması gerekir.
6. Ölünün Sağlık Verilerine Erişim
Kişinin ölmesi, hasta mahremiyetinin ortadan kalkması sonucunu oluşturmaz. Ölmüş kimsenin sağlık bilgileri en az 20 yıl süre ile saklanmak zorundadır. Ölen kişinin yasal mirasçıları veraset ilamını ibraz etmek suretiyle kişinin sağlık verilerini alabilir.
B-) Hasta Sağlık Verilerinin Gizlenmesi
Kişi, sağlık durumu hakkında kimsenin bilgilendirilmemesini talep edebilir. Kişinin bu talebi yazılı olarak alınır. Hakkında gizlilik kararı verilen kişilere ait verilerin gizlenmesi kararlarının sadece görevi gereği bilmesi gereken kişiler tarafından bilinmesini sağlamak üzere gerekli her türlü teknik ve idari tedbirler alınır.
C-) Kişisel Sağlık Verilerinin Düzeltilmesi
İlgili kişi, kendisi hakkındaki sağlık bilgilerinin düzletilmesi için sağlık hizmeti sunucusunun bağlı olduğu İl Sağlık Müdürlüğüne başvurmalıdır. İl Sağlık Müdürlüğünün de Genel Müdürlüğe başvurması ile düzeltilme işlemi gerçekleştirilir.
D-) Kişisel Sağlık Verilerinin İmha Edilmesi
Kişisel Verileri Koruma Kanunu m.7 ile Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.
E-) Kişisel Sağlık Verilerinin Aktarılması
Kişisel sağlık verilerinin aktarım talepleri yurtiçi ve yurtdışı olarak ayrılmaktadır. Yurtiçi için KVKK m.8, yurtdışı için KVKK m.9 hükümleri uygulanmalıdır. Bu aktarım talepleri Bakanlık tarafından ilgili mevzuatlar çerçevesinde değerlendirilir ve bu değerlendirme sonucunda Genel Müdürlükçe tesis edilir.
Hasta Bilgileri Hangi Durumlarda Açıklanabilir?
Belirli durumlarda hasta mahremiyeti açıklanabilmektedir. Kanun ile müsaade edilen haller dışında bu bilgiler açıklanamaz. Hatta bazı durumlarda kişinin rızasına dayansa bile kişilik haklarından bütünüyle vazgeçilmesi, bu hakların başkalarına devri veya aşırı şekilde sınırlanması neticesini doğuran hallerde bilgiyi açıklayan kişinin sorumluluğu ortadan kalkmamaktadır.
Hukukî ve ahlâkî yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi, personelin ve diğer kimselerin hukukî ve cezaî sorumluluğunu da gerektirir. Araştırma ve eğitim amacı ile yapılan faaliyetlerde de hastanın kimlik bilgileri, rızası olmaksızın açıklanamaz.
Bazı durumlarda hastanın sağlık verileri mahrem olma niteliğini yitirir. Anonimleştirme, ilgilinin rızası, arşivleme gibi bazı durumlar örnek olarak verilebilir. Bunlar dışında;
- Şüpheli ölüm olayı ve adli vaka,
- Aile içi şiddet olayı
durumlarında personellerin bu durumu bildirmesi zorunludur. Ayrıca hasta ile ilgili teşhisini açıklandığı takdirde hasta bu bilgiden olumsuz etkilenecekse hekim bu bilgileri hasta yakınlarına açıklayabilir.
Hasta Mahremiyeti İhlal Edilirse Ne Yapılabilir?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan “özel ve aile hayatına saygı” ilkesi ve yayınlanan yönetmeliklerle birlikte koruma altına alınan ‘hasta mahremiyetine saygı’ konusu ülkemizde büyük önem arz etmektedir. Hasta mahremiyeti her kim tarafından, hangi araç veya araçlarla işlenirse işlensin çok büyük cezalara tabiidir.
Hasta hakları, 2014 yılında yapılan değişikliklerle birlikte son halini almış olan Hasta Hakları Yönetmeliği kapsamında ele alınmıştır. Bu hasta hakları sağlık kurum ve kuruluşlarının yetkilileri tarafından liste, tabela veya broşür halinde rahatça okunabilir bir şekilde sağlık kurum ve kuruluşlarına koyulmalıdır.
Hasta ihlalinde hastanın veya hasta ile ilgisi bulunan hasta yakınlarının müracaat, şikayet ve dava açma hakları bulunmaktadır. Kişi bu haklarını kurum ve kuruluşların, hekimlerin ya da sağlık personellerinin sorumlulukları çerçevesinde kullanabilir. Bu sorumluluklarını idari, hukuki ve cezai olarak üç farklı yaptırıma göre inceleyebiliriz. Öncelikle kurum ve kuruluşlarının sorumluluklarını inceleyelim.
1. Kurum ve Kuruluşların Sorumluluğu
Bu kurum ve kuruluşları kamu ve özel olarak iki farklı şekilde değerlendirebiliriz. Eğer hasta haklarının ihlalinde personeli istihdam eden kurum ve kuruluş özel ise hakları ihlal edilen kişi o kurum ve kuruluş aleyhine maddi veya manevi veyahut hem maddi ve hem de manevi tazminat davası açabilir. Ancak aleyhine dava açılacak mercii kamu kurum ve kuruluşu ise 2577 sayılı İdari Yargı Usulü Kanunu hükümleri uygulanır.
İlgili kanun hükmüne göre hakkı ihlal edilen kişi, hakkı bir idari işlem dolayısı ile ihlal edilmiş ise ilgililere doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabileceği gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilir.
Ayrıca kişi aynı İdari Yargı Usulü Kanunu m.13 uyarınca, zarar verici eylemi öğrendiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde maddi ve manevi tazminat olarak istenilen tazminat miktarını ayrı ayrı göstererek idareye müracaat edip eğer bu talebi açıkça veya zımnen reddedilirse (cevapsız bırakarak ret) kanuni süresi içinde idari yargı mercilerinde dava açabilir.
2. Hekim ve Sağlık Personellerinin Sorumluluğu
Hekimin sır saklama yükümlülüğü, sadakat yükümlülüğünün içerisinde yer alan bir sorumluluğudur. Bu sorumluluğun dayanağı Anayasa m.17’de yer alan kişinin dokunulmazlığı hakkıdır. Ayrıca Türk Medeni Kanunu m.24’te yer alan ifadeye göre kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Hekimlerin ve sağlık personellerinin sorumluluğunu kamuda çalışanlar ve özelde çalışan şeklinde ayırabiliriz.
- Kamu hastanesinde çalışan hekim veya yardımcı personel kamu personeli statüsündedir. Hasta kişinin hastaneye başvurması sonucu kurulan ilişki hasta ve hastane arasındadır. Eğer hastane bir kamu hastanesi ise bu ilişki bir kamu hukuku ilişkisidir. Yani hastanın hukuki ilişki kurduğu kişi hekim değil idaredir.
- Yukarıda belirttiğimiz üzere memurların ve diğer kamu görevlilerinin hukuki sorumluluğu doğrudan doğruya memur aleyhine açılacak dava yolu ile gerçekleştirilemez. Dava ancak idare aleyhine açılabilir ve bu dava neticesinde tazmin kararı doğar ise ancak o şekilde kamu personelinin hukuki sorumluluğu gündeme gelir.
- Kamu görevlisi olan personelin fiilinin niteliğine göre, soruşturmacı tarafından hakkında disiplin cezası teklif edilmiş ise, mevzuatın öngördüğü disiplin cezaları yetkili amir veya kurullarca usulüne göre takdir edilir. Söz konusu hak ihlali cezai bir suç teşkil ediyorsa amirinden izin alınarak verilecek olan lüzumu muhakeme kararı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek ceza davası açılması sağlanır.
- Hastane eğer bir özel hastane niteliğinde ise sözleşme yine aynı şekilde hasta ile söz konusu özel hastane arasında kurulur. Kurulan bu sözleşmeye ‘Hastaneye Kabul Sözleşmesi’ adı verilir. Bu sebeple özel hastanede çalışan hekim ve sağlık personellerinin sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirilir. Ayrıca bu kişiler hakları ihlal edilen hastanın doğrudan şikayeti üzerine veya ayrıca tespiti halinde disiplin cezası ile cezalandırılabilir.
- Disiplin cezası dışında bu kişilere genel hükümlere göre doğrudan doğruya veya bunları çalıştıran kurum ve kuruluşlara karşı veya hem kendilerine ve hem de çalıştıranlara karşı dava açılabilir. Ceza hukukuna göre suç teşkil eden bir durum söz konusu olur ise kişiler genel hükümlere göre doğrudan doğruya cumhuriyet savcılıklarına yapılacak ihbar veya şikayet yolu ile cezai yaptırımlara tabii tutulabilir.
Hasta Mahremiyeti İhlal Edilirse Nereye Başvurabilirim?
Yukarıda bahsettiğimiz üzere bu ihlalleri kamu veya özelde gerçekleşmiş olmalarına göre farklı başlıklar altında incelememiz gerekiyor. İkisine karşı hem uygulanacak yaptırımlar hem de dava türleri farklılık göstermektedir.
Hastanın bir hasta hakkı olan mahremiyete saygı gösterme hakkı ihlal edildiği durumda kişinin mevzuat kuralları çerçevesinde müracaat, şikayet ve dava hakkı bulunmaktadır. Bu hakların kullanılabilmesi için özel veya kamu fark etmeksizin hastanelerde Hasta Hakları Birimi ve Hasta Hakları Kurulu kurulur. Bu iki yapı birbiriyle koordine halinde çalışmaktadır.
Kişinin bir mahremiyet ihlali söz konusu olur ise kişi Hasta Hakları Birimine giderek form doldurmalıdır. Bu başvuru yerinde çözülebilecek bir nitelik taşıyor ise birim tarafından çözülür. Aksi takdirde birim bu formu kaydederek Hasta Hakları Kuruluna gönderir. Hasta hakları kurulları başvuru dosyalarını hasta hakkı ihlali açısından değerlendirip idareye görüşünü sunmakla yükümlüdür. İdare gerekli önlemleri alır ve girişimlerde bulunur. Kurul, gelen başvuru dosyalarını 15 gün içerisinde değerlendirerek hasta hakları mevzuatı çerçevesinde kesin bir karara bağlar. Bu süre başvurunun birim tarafından alınmasından itibaren başlar. Son 6 ay içerisinde hakkında 2’den fazla hak ihlali kararı verilen sağlık çalışanı için dosya hazırlanır ve bu dosya Sağlık Meslekleri Kuruluna gönderilir.
Adli yargıya intikal eden veya idari soruşturmaya konu olan başvurular kurulda görüşülmez. Bu durumda hasta mahremiyetinin ihlali özel kurum ve kuruluşta söz konusu olursa bu yer aleyhine hem maddi hem manevi tazminat davası açılabilir. Bu durumda görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Eğer kamu kurum ve kuruluşunda söz konusu olur ise de İdare Mahkemesinde tam yargı veya iptal davası ya da her ikisi birden açılabilir.
Ayrıca hekimin sır saklama yükümlülüğünün ihlali söz konusu olursa bu durumda sözleşmeye aykırılık, kişilik haklarının hukuka aykırı tecavüzü ve özel hayatının gizliliğinin ihlali gündeme gelecektir.
Neden Biz?
Güneş & Güneş Hukuk Bürosu olarak, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku alanındaki uzman avukat kadromuz, derin tecrübemiz ve geniş bilgi birikimimizle müvekkillerimize profesyonel hukuki danışmanlık sunuyoruz. Kişisel veri ihlali iddialarında, müvekkillerimizin haklarını etkin bir şekilde savunarak, en iyi sonucu elde etmelerini sağlamak için titizlikle çalışıyoruz. Hukuki süreçlerin karmaşıklığını en aza indirerek, müvekkillerimize güvenilir ve etkili bir çözüm sunma misyonumuzla yanınızdayız.
Sıkça Sorulan Sorular
-
Doktor Odasında Hasta Varken Başka Bir Hasta Muayene Edilebilir Mi?
Hayır, edilemez. Doktor odasında hasta varken aynı zamanda başka bir hasta veya yardımcı personel alınmamalıdır. Ayrıca hastanın verdiği bilgilerin üçüncü kişi tarafından duyulması engellenmelidir.
-
Hasta Kişi Yalnızca Doktorun Duyabileceği Bir Şekilde Bilgi Vermeyi Talep Edebilir Mi?
Evet, edebilir. Hasta kişi poliklinik odasında hekim hariç sekreter ve hemşire dahil hiç kimsenin bulunmamasını talep edebilir.
-
Hasta Kişi Kendisiyle İlgilenen Hekimin veya Personelin Değişmesini Talep Edebilir Mi?
Evet, edebilir. Kişi kendisine sağlık hizmeti verecek olan personeli serbestçe seçme, tedavisi ile ilgilenen tabibi değiştirme haklarına sahiptir. Ancak ücret farkı oluştuğu takdirde bu farkı karşılamak zorundadır.
-
E-Nabız Bilgilerimi Kimler Görebilir?
Kişilerin E-Nabız’daki sağlık bilgilerini sadece kişilerin onayını alan hekimler ve/veya kişiler görebilir. Kişi tarafından herhangi bir sağlık tesisi ziyaretinin gizlenmesi hâlinde, ilgili ziyaret kapsamında konulan tanılar, yapılan tahlil ve tetkikler, yazılan ilaçlar gibi bilgiler ve raporlar ilgili kullanıcının profilinden gizlenecektir. Gizleme işlemi yalnızca kişinin kendi profili için geçerli olur; gizlenen veriler ilgili sağlık tesisinin veya Bakanlığın sunucularından silinmez.
-
E-Nabız’dan Geçmiş Tanı ve Tedaviler Silinebilir Mi?
Mevcut durumda vatandaşlar e-Nabız sistemine girdiklerinde ziyaretlerim sekmesinden ilgili hastane ziyaretini seçip profilimde gözükmesin tuşuna basarak hastalıklarına ilişkin, tanı tedavi ve ilaç bilgisini kaldırabilir. Kaldırılan bilgiler ancak vatandaşın il sağlık müdürlüğüne dilekçe yoluyla başvurusu akabinde tekrar profiliyle ilişkilendirilebilmektedir.
-
Kadın ya da Erkek Hekim Seçme Hakkım Var Mı?
Evet, var. Kişiler kendileri ile ilgilenecek sağlık personellerini seçme ve değiştirme konusunda Yönetmelik gereği hak sahibidirler.
-
Hastaneye Karşı Açılacak Davada Süre Ne Kadardır?
Kamu hastanelerine karşı idari yargıda açılacak iptal davası için süre dava konusu işlemin tebliğinden itibaren 60 gün, tam yargı davası için ise işlemin öğrenildiği günden itibaren 1 ve her halde işlem tarihinden itibaren 5 yıldır. Özel hastanelerde ise Ticaret Mahkemelerinde açılacak tazminat davaları için süre zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 ve her halde işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıldır.