Mekanda İzinsiz Ve Gürültülü Müzik Yayınının Cezası Nedir?

Mekanda izinsiz bir şekilde müzik faaliyeti sürdürmek ile sınırı aşan gürültüde müzik yayını yapmak farklı eylemlerdir. İkisinin bir arada gerçekleşmesi mümkün olduğu gibi birlikte gerçekleşmesi de mümkündür. Mekan olarak kastedilen şey işyerleri, oteller, canlı müzik yayını yapan mekanlar, eğlence temalı işletmeler vs. dir.

Gürültü tanımına Türk Ceza Kanunu veya Çevre Kanunu’nda yer verilmemiştir. Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nde ise şöyle bir tanım yer almaktadır, “Çevresel gürültü; endüstriyel faaliyetler, ulaşım araçları, eğlence ve rekreasyon, inşaat ve işyerlerinden kaynaklanan istenmeyen sesleri ifade eder.” Tanımdan da anlaşılacağı üzere eğlence sesleri ve işyerleri sesleri de çevresel gürültünün konusunu oluşturur.

Bir işletmede var olan eğlence gürültüsü izin verilen sınır dışına çıkmıyor, Yönetmeliğe ve Kanuna uygun şiddette faaliyet gösteriyor olsa bile eğer o mekanda müzik yapılması için izin alınmamışsa veya gerekli belgeler tam değil ise yine de ceza koşulu meydana gelmektedir.

Müzik yayın izni, prosedür olarak biraz karmaşık bir sıralamaya sahiptir. Bu sebeple aşamaları sıralamaya uygun bir şekilde, dikkatlice ve ayrıntılı bir biçimde incelemek gerekmektedir. Öncelikle müzik yayın izni nasıl alınır, geçerlilik süresi ne kadardır, cezası nedir bunları detaylı bir şekilde inceleyelim.

Müzik Yayın İzni Nedir? Nasıl Alınır?

Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliğine göre müzik yayın izni, bu Yönetmelik kapsamında müzik yayını yapan işyerlerine akustik rapor değerlendirmesi sonucunda verilen izni ifade etmektedir. Yani müzik yayını yapmak isteyen bir işyeri;

1. Öncelikle müzik yayını yapacak olan işyerinin ‘akustik rapor’ alması,

2. Daha sonrasında bu akustik rapor sonucunda ‘müzik yayın izni’ verilmesi gerekmektedir.

Peki ‘Akustik Rapor’ nedir? Yine aynı Yönetmelikte yer alan açıklama göre akustik rapor, öngörülen çevresel gürültü düzeylerinin belirlendiği ve sınır değerlerin aşılıp aşılmadığını gösteren raporu ifade etmektedir.

Bu tanımlardan sonra müzik yayın izni alma prosedürünü ayrı başlık altında inceleyelim.

Müzik Yayın İzni Nasıl Alınır?

Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliğinde yer alan bilgiler ışığında, müzik yayın izni alabilmek için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından iş yerine ait akustik raporun değerlendirilip onaylanması gerekmektedir. Akustik raporu düzenleyecek mimar ve mühendislerin (elektrik, makine, inşaat, fizik, elektrik, elektronik) akustik rapor düzenleme yetkisi bulunması için “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” kapsamında akustik uzmanı sertifikası sahibi olması gerekmektedir.

Prosedürü ayrıca maddeler halinde açıklayalım:

·   Eğlence yerleri olarak faaliyet gösteren ve canlı müzik yayını yapan düğün salonları, restoranlar, oteller, kafeler ve benzeri işletmelerin “müzik yayın izni” alabilmeleri için öncelikle “akustik raporu” hazırlatmaları gerekmektedir.

·   Akustik raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ve akredite edilmiş firmalar tarafından alınabilir.

·   Hazırlanacak olan akustik raporunun “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” kapsamında akustik uzmanı sertifikası bulunan mimar ve mühendisler tarafından hazırlanması gerekmektedir.

·   Hazırlanan akustik raporu, diğer gerekli belgeler ile birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğüne gidilerek başvuru yapılmalıdır.

·   Yapılan başvuru Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından değerlendirilerek onaylanması sonucunda “müzik yayın izni” verilmektedir.

Müzik yayını yapan her işletmeden (bant yayını, canlı müzik, dj vs. fark etmeksizin) bu belgeyi alarak işletmede bulundurmaları istenmektedir. Herhangi bir denetim esnasında müzik yayını yapan ancak müzik yayın izin belgesi beyan edemeyen işletmelere cezai işlem uygulanmaktadır.

Müzik Yayın İzni Almak İsteyen İşyerleri İçin Gerekli Belgeler

1. Başvuru dilekçesi

2. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı örneği

3. Varsa turizm işletme belgesi örneği

4. Vergi levhası örneği

5. İmza sirküsü veya vekaletname

6. Akustik rapor (2 takım)

7. Taahhütname

8. Başvuru ücret dekontu

Not: İşyeri türünün “Otel” olması halinde “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik” kapsamında ruhsatın verildiği ilgili Belediye Başkanlığı’ndan otelin hangi sınıfta yer aldığı (1,2. veya 3. Sınıf) gösterir belgenin de İl Müdürlüğüne başvuru esnasında sunulması gerekmektedir.

Bir işletme müzik yayın izni almış olsa dahi eğer ‘çevresel gürültü’ olarak nitelendirilen gürültü aşımını meydana getiriyor ise birtakım yaptırımlara tabii olur. Söz konusu müzik yayınının hangi aşamada sınırı aştığını ve çevresel gürültü meydana getirdiğinin tespiti, hak kaybı yaşanmaması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu aşımın meydana gelme şartlarını ayrıca inceleyelim.

Çevresel Gürültü Kriterleri

Çevresel gürültü kriterleri, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya bu Bakanlığın yetki devrinde bulunduğu il özel idareleri, çevre denetim birimleri kuran belediye başkanlıkları gibi idari mercilerin Yönetmelikte yer alan “çevresel gürültü düzeyinin ölçülmesi ve izlenmesi” kurallarına uyarak gerçekleştirdikleri denetimi ifade eder.

Çevresel gürültü düzeyi ölçümleri, gürültü kaynaklarını temsil edecek şekilde uluslararası geçerliliği kabul edilen ölçüm standartlarına uygun olarak yapılır. Ölçüm noktalarının belirlenmesinde; sesin yayılımını etkileyecek meteorolojik faktörler (rüzgâr, sıcaklık vb.) ve yayılma ortamı (hava yolu ile iletim, suyolu ile iletim veya yapı elemanı kaynaklı) gibi faktörler ayrıca dikkate alınır.

Müzik yayını yapan işyerlerinde çevresel gürültü denetimi yapılırken; gündüz, öğlen ve akşam olmak üzere 3 farklı değer esas alınır ve değerlendirmeler bu ölçütlere göre hesaplanır. Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nde yer alan ölçüm tablosuna göre ölçütler şu şekildedir:

Gürültü Kaynağı	Ölçülen Parametre	Çevresel Gürültü Düzeyi
		Gündüz	Akşam	Gece
Müzik yayını yapan işyerleri	LAeq 63-250 Hz	60 dB(A)	55 dB(A)	50 dB(A)

NOT: Yukarıda yer alan sınır değerler 31.12.2023 tarihinden itibaren geçerlidir. Bu tarihe kadar hazırlanan akustik raporlarda; çevresel gürültü ölçüm sonuçlarına ve alınan ölçüm sonucu neticesinde belirlenen tedbirlere yer verilir.

İl Müdürlüğü tarafından müzik yayını yapan işyerlerinin bulunduğu alanlarda yukarıda yer alan sınır değerlerin sağlandığını tespit etmek üzere, ilgili idarenin elektronik olarak bilgilendirileceği çevresel gürültü sürekli izleme sistemi kurdurulur. Ayrıca ilgili idare, ses basıncı düzeyini kontrol altında tutmak amacıyla akustik planlama yaptırabilir ve ses gücü sınırlayıcı sistemler kurdurabilir.

NOT: Birden fazla müzik yayını yapan işyerinin bir arada ve aynı anda faaliyet gösterdiği alanlarda, ilave gürültü kontrol tedbirleri belirlenebilir.

Yukarıda yer alan çevresel gürültü değerlerinin nitelendirilmesinde ‘gürültü göstergesi’ kullanılır. İlgili Yönetmelikte yer alan tanıma göre gürültü göstergesi; gürültünün olumsuz etkisinin tanımlanmasında kullanılan fiziksel bir ölçek olup, ölçüm sonuçlarını belirli ağırlıklar uygulanarak tek bir sayı ile ifade etmeye yarayan değerlendirme birimlerini ifade eder. Daha sonrasında bu gürültü göstergesine göre bir değerlendirme yapılır.

Mekanda İzinsiz Ve Gürültülü Müzik Yayınının Cezası Nasıl Belirlenir?

Kanun’da ve Yönetmelikte belirtilen seviyenin üzerinde müzik yayını yapıldığının ve gürültü seviyesinin aşıldığının tespitinin yaptırımı 2 şekilde olabilmektedir. Öncelikle bir ‘idari yaptırım’ söz konusu olabilmektedir. Diğer bir durum ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘Gürültüye Neden Olma Suçu’ yönünden bir yaptırımın uygulanmasıdır. Bu iki yaptırımın ayrımını yapabilmek adil yargılanma açısından büyük önem arz etmektedir.

Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin ilgili maddesinde yer alan bilgilendirmeye göre, “Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlar hakkında, Çevre Kanunu’nun 20. maddesinde öngörülen idari yaptırımlar uygulanır.” Yani Yönetmelik uyarınca gerekli izinleri almayan veyahut standartların üzerinde gürültüye sebep olan işletmeler Çevre Kanunu’nda yer alan idari yaptırımlara tabi tutulacaktır.

Ancak Çevre Kanunu’nun ilgili yaptırım maddesinin son fıkrasında ise “Bu maddenin uygulamasında Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunların, fiilin suç oluşturması haline ilişkin hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Kısa bir özet geçmek gerekirse:

Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği uyarınca gerekli izinleri almayan veyahut standartların üzerinde gürültüye sebep olan işletmeler Çevre Kanunu’nda yer alan idari yaptırımlara tabi olsalar da eğer söz konusu suç Türk Ceza Kanunu’nda ya da başka bir kanunda yer alan bir suçu da meydana getiriyor ise tabi olduğu yaptırım suçun niteliğine göre değişebilmektedir.

İlgili Kanunlar ve Yargıtay kararları uyarınca, mekanda izinsiz veya standartların üzerinde gürültülü bir şekilde müzik yayını yapılmasına karşı Çevre Kanunu uyarınca idari para cezası verilmesi, bu suçtan mahkum olunmasını engellememektedir. Kişi hem idari para cezasına hem de TCK’da yer alan Gürültüye Neden Olma Suçunun cezasına hükmedilebilir.

Mekanda İzinsiz Ve Gürültülü Müzik Yayını Sebebiyle Gürültüye Neden Olma Suçunun Cezası

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 183’te düzenlenen Gürültüye Neden Olma Suçu, çevreye karşı suçlar kapsamında yer almaktadır. Suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için bazı kriterler dikkate alınmaktadır. Başlıca kriter, tespit edilen gürültünün yerleşim bölgesindeki kişilerin sağlığıdır. Gürültü kirliliği insanlar üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkiler doğurmakta ve yaşam kalitelerini düşürmektedir. Bu sebeple, insanların sessiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı bulunduğu savunulmakta; gürültünün ceza kanunları ve ceza hükümleri içeren diğer kanunlarla yasaklanması yoluna gidilmektedir.

Tespit edilen gürültünün yerleşim bölgesindeki kişilerde fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik olumsuz etkilerin varlığı tespit edildiği takdirde suç meydana gelmiş demektir.

İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, 2 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Maddenin lafzında yer alan adli para cezası ile idari para cezası birbirine karıştırılmamalıdır.

Mekanda İzinsiz ve Gürültülü Müzik Yayını Sebebiyle İdari Para Cezası

2872 sayılı Çevre Kanunu 20. Maddesinin (h) bendinde “Bu Kanunun 14. maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri veya gerekli izinleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olan eğlence gürültüsü için 232.264 Türk Lirası (2024 yılı için) idarî para cezası verilir.” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere söz konusu mekanın (işletmenin) müzik yayını için gerekli izninin olmaması ve standartlara aykırı bir gürültüde müzik yayını yapıyor olması aynı idari para cezasına tabidir.

İlgili Kanuna göre, yukarıda belirtilen idari para cezası, bu cezanın verilmesini gerektiren fiillerin işlenmesinden itibaren 3 yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve devamı tekrarında iki kat artırılarak verilir.

2872 sayılı Çevre Kanunu’nda yer alan açıklamaya göre belediyelerin, Çevre Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin uygulanmasına yönelik izleme ve denetim faaliyetlerini gerçekleştirmek, bu Yönetmeliğin ihlalinin tespiti durumunda idari yaptırım uygulamak ve yapılan denetim ve idari yaptırım sonuçlarını il müdürlüklerine iletmekle görevli olabilmesi için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Çevre Kanunu uyarınca ‘yetki devri’ yapılması gerekmektedir.

Ayrıca Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliğinde belirtilen bir başka husus ise aynı takvim yılı içinde 3 defa bu Yönetmelik hükümlerinin ihlalinin tespiti halinde İl Müdürlüğü tarafından söz konusu mekanın (işyerinin) müzik yayın izni iptal edilir. Müzik yayın izni iptal edilen işyeri 2 takvim yılından sonra müzik yayın izni için tekrar başvurabilir.

Mekanda İzinsiz ve Gürültülü Müzik Yayını Sebebiyle İdari Para Cezasına İtiraz

İdari para cezasına itiraz iki farklı şekilde yapılabilmektedir. Eğer söz konusu para cezasına ek olarak bir yaptırım kararı mevcut ise itirazda yetkili mahkeme İdare Mahkemesi’dir. Verilen ceza yalnızca para cezası ise yetkili mahkeme Sulh Ceza Mahkemesi’dir. Eğer ek bir yaptırım kararı mevcut değilse, örneğin mekanın mühürlenmesi vs. genel itiraz yollarına başvurarak itirazın tebliğden itibaren en geç 15 gün içerisinde Sulh Ceza Mahkemesine yapılması gerekmektedir.

2872 sayılı Çevre Kanunu m.25 ilgili maddede yer alan düzenlemeye göre bu kanunda yer alan idari yaptırım kararlarının iptali için kararın tebliğinden itibaren en geç 30 gün içerisinde İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilir. Açılan bu dava, idarece verilen cezanın tahsilini durdurmaz. (İdari para cezasına itiraz veya iptal talebinde bulunma usulü hakkında ayrıntılı bilgi ‘İdari Para Cezasının İptali’ isimli makalede yer almaktadır.)

Mekanda İzinsiz Ve Gürültülü Müzik Yayını Sebebiyle Alınacak Cezaya Karşı Avukat Desteği Gerekli Midir?

Mekanda izinsiz ve gürültülü müzik yayını, Kanun sistematiği sebebiyle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Çevre Kanunu, Türk Ceza Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Kabahatler Kanunu gibi birçok mevzuatta konu oluşturmaya elverişli bir durumdur. Herhangi bir hak kaybına uğramadan süreci devam ettirebilmek adına, mesleğinde deneyimli bir avukatın desteğini almak oldukça sağlıklı bir karar olacaktır.

Güneş & Güneş Hukuk Bürosu olarak, 25 yıllık tecrübemizle Çevre Kanunu, Türk Ceza Kanunu kapsamındaki suçlar alanında derin bir bilgiye sahibiz. Biz, davaların her aşamasında titiz bir inceleme ve güçlü bir savunma stratejisi geliştirerek, müvekkillerimizin en iyi sonuca ulaşmasını hedefliyoruz. Yıllar içerisinde edindiğimiz deneyim, yalnızca yasal süreçleri değil, aynı zamanda mahkeme kararlarını etkileyecek kilit unsurları da en ince detayına kadar analiz etmemizi sağlıyor. Ayrıca İdare Hukuku konusunda uzmanlığımız, müvekkillerimize adil bir yargılama süreci sunma konusunda bize rehberlik etmektedir. Her dava, özgün ve dikkatli bir savunma yaklaşımını gerektirir ve biz, bu süreci en etkili şekilde yönetmek için çalışıyoruz.

Neden Biz?

Hukuki süreçlerde profesyonel avukat desteği almak, haklarınızı korumak ve sürecin etkin bir şekilde yönetilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bir avukat, ilgili yasal mevzuat çerçevesinde gerekli başvuruların yapılmasından, resmi merciler nezdinde sürecin takibine kadar her aşamada hukuki haklarınızı güvence altına alır. Ayrıca, mağduriyetin tespiti, delillerin doğru bir şekilde toplanması ve ilgili taraflarla yapılacak yazışmalar gibi teknik ve prosedürel işlemler de avukatlar aracılığıyla etkili bir şekilde yürütülebilir.

Özellikle kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliği, ticari haklar veya telif haklarının korunması gibi hassas konularda zamanında yapılan müdahaleler hayati öneme sahiptir. Bu tür hukuki durumlarda, süreçlerin doğru yönetilmesi, hak kayıplarının önlenmesi ve en uygun stratejilerin geliştirilmesi, uzman bir avukatın desteğiyle mümkündür.

Uzman kadrosuyla hukuki hizmet sunan Güneş & Güneş Hukuk Bürosu, dijital dünyadaki hukuki sorunlar başta olmak üzere, müvekkillerine geniş bir yelpazede etkin ve stratejik çözümler sunmaktadır. Bireysel haklarınızın korunması veya işletmenizin varlıklarının güvence altına alınması gibi hukuki konularda ihtiyaç duyduğunuz desteği sağlamak için hazırız. 25 yıllık tecrübemizle her türlü hukuki sorunlarınıza çözüm üretmek için yanınızdayız.

Sıkça Sorulan Sorular