5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgili suçlar iki farklı başlık altında sıralanmıştır:
· Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m. 188)
· Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak (TCK m.191)
Bu iki suç tipinin birbiriyle karıştırılmaması büyük önem arz etmektedir. Suçun doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için şahsın “bulundurma amacının” doğru tespiti oldukça önemlidir. Söz konusu “bulundurma amacının” tespitinde göz önünde bulundurulan bazı kriterler yer almaktadır. Örneğin; maddenin miktarı, bulundurulma şekli, çeşitliliği, kişinin davranışları gibi bazı durumlar suçun niteliğini belirlemektedir.
Öncelikle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.191’de yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, satın alma ya da bulundurma suçunu meydana getiren kriterleri ve suçun oluşma şartlarını inceleyelim.
Madde açıklamasından da anlaşılacağı üzere m.191 kapsamında suç genel olarak iki farklı şekilde işlenebilir.
- Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ya da bulundurmak,
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak.
Kullanma; kişinin herhangi bir biçimde uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi vücuduna alması olarak tanımlanabilir. Bulundurma ise kişinin, kendisine veya bir başkasına ait olması, bulundurma süresi fark etmeksizin maddeyi zilyetliğinde barındırması anlamına gelir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurma Suçu Nasıl Meydana Gelir?
‘Bulundurma’ suçu ile ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti’ suçu sık sık birbirine karışmaktadır. Ayırt edebilmek için dikkat edilmesi gereken bazı kriterleri inceleyelim.
Uyuşturucu Maddenin Miktarı
Kişinin kişisel ihtiyaç kullanımı için gerekli sınırı aşan miktarda madde bulundurması uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunu meydana getirir. Yargıtay kararlarına ve Adli Tıp Kurumu kayıtlarına göre kişinin her seferinde 1-1,5 gr olmak üzere günde 3 kez esrar tüketebileceği anlaşılmaktadır. Kişinin bulundurduğu miktar hesaplanırken yıllık kullanım miktarı gözetilerek hesaplanır. Bu miktar uyuşturucunun ve kişinin özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.
Kişinin Davranışları
Kişinin satmaya yönelik, örneğin, kullanıcıyla pazarlık yapmak, müşteri arayışı içerisinde olmak gibi davranışlarının varlığı ticaret suçu teşkil etmektedir. Kişi yalnızca kullanma amacıyla söz konusu maddeyi bulunduruyor olmalıdır.
Maddenin Bulundurulduğu Yer
Kişinin maddeyi kullanmak için ortalık bir yerde bulundurmak yerine saklamak, depolamak gibi farklı amaçlarla gizli saklı yerlerde bulundurması ticaret yaptığına işarettir. Örneğin maddenin kişinin evindeki sehpanın üzerinde bulunması ‘bulundurma’ suçunu oluştururken yatağın veyahut koltuğun iç kısmında saklı vaziyette bulunması ‘ticaret’ suçunu meydana getirebilmektedir.
Maddenin Bulundurulma Şekli
Maddeyi kullanma amacıyla bulunduran kişinin maddeyi büyük bir özen göstererek eşit miktarlara ayırıp saklamasına gerek yoktur. Maddenin kullanmak amacıyla özensiz bir biçimde bulundurulmak yerine hassas terazi ile tartılmak suretiyle özenle ayrı ayrı torbalara ayrılarak bulundurulması ticaret yapıldığına işarettir. Ayrıca kişinin söz konusu maddeyle beraber hassas terazi veya ambalajlama malzemeleri gibi ürünler bulundurması da ticaret suçunun meydana geldiğine işarettir.
Maddenin Çeşitliliği
Birden fazla uyuşturucu veya uyarıcı maddenin, örneğin, esrar, kokain, eroin gibi farklı türlerde maddelerin bir arada bulunması ticaret suçunun işlendiğine ispat teşkil eder. Her bir madde kendi kişisel kullanım sınırını aşmıyor olsa bile birden fazla çeşit maddenin bir arada bulunması ticaret suçunu meydana getirmektedir.
Kişinin Ekonomik Durumu ve Sosyal Çevresi
Kişinin iş hayatı, maddi durumu, tanınma şekli gibi diğer unsurlar da kişinin kullanıcı mı yoksa satıcı mı olduğuna dair izlenimler vermektedir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçunun İspatı Nasıl Olur? Yargıtay Tarafından Dikkat Edilen Unsurlar Nelerdir?
Kişinin İkrarı veya İhbar Edilmesi Yeterli Değildir
Kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığını ifade etmesi ve bu suçu işlediğini bizzat kabul etmesi mahkûmiyet veya cezalandırılma için yeterli değildir. Söz konusu maddenin fiziki olarak ele geçirilmiş olması ve belirtildiği şekilde bir madde olduğuna dair rapor alınması gerekmektedir. Ayrıca suçun maddi konusunu oluşturan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmaya elverişli olması gerekir. Bu nedenle, ele geçirilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde içerip içermediğinin ve eğer uyuşturucu veya uyarıcı madde içeriyor ise, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin net miktarının belirlenmesi hususunda kanıtların varlığı gerekmektedir.
Yargıtay verdiği birçok karar ile; kendisinde uyuşturucu madde elde edilemeyen kişinin, kullandığını kabul ettiği maddenin de ele geçirilememesi ve teknik yöntemlerle uyuşturucu madde olup olmadığının kanıtlanamamış olması durumunda, sanığın uyuşturucu kullanmak suçundan dolayı mahkûm edilemeyeceğini açıkça karara bağlamış bulunmaktadır. Bunun sebebi Türk Ceza Yargısında yer alan “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilke gereği eğer mevcut olayda kanıtlanamamış herhangi bir durum, şüphe varsa bu durum sanık lehine yorumlanır.
Örneğin; şahsın evinde bir poşet esrar maddesi bulundu. İlgili maddenin saklandığına dair, satılmak üzere paketlendiğine dair bir delil yok. Yapılan araştırma sonucu evde hassas terazi gibi kişinin satıcı olduğuna yönelik bir alet de bulunamadı. Ayrıca esrar dışında başka herhangi bir yasaklı maddeye de rastlanmadı. Bu durumda şahsı ihbar eden kişi ‘bana ilgili maddeye bu kişi sattı’ gibi bir ifade de bulunmuş olsa dahi kişinin satıcı olduğuna dair bir olgunun bulunmaması sebebiyle ticaret suçundan mahkûmiyet verilmesi mümkün değildir.
Kişinin Maddeyi Kullanma Amacının Varlığı
Kişinin yasaklı maddeyi alırken karşılığında maddi değeri olan bir şey vererek alması satın alma, karşılıksız olarak alması ise kabul etme suçunu meydana getirir. Bu iki suç birlikte düzenlenmiş olması sebebiyle aynı yaptırımları tabiidir bu sebeple ilgili maddenin ne şekilde alındığının bir önemi bulunmamaktadır. Yargıtay’a göre, “Devir alma kullanma amacına yönelik olup, devralınan uyuşturucu madde miktarı da içmek için devir alındığı (kabul edildiği) yolundaki savunmayı doğrular miktarda ise eylemin uyuşturucu madde kullanmak suçunu oluşturduğunun” kabulü gerekir. Yani devrin ne şekilde gerçekleştiği önemli değildir, esas amaç kişinin kendi kullanımı ise TCK m.191’deki suç meydana gelecektir.
Dikkat edilen bir diğer unsur ise düzenlenen TCK maddesinin açıklamasından da anlaşılacağı üzere, kişinin maddeyi kullanma amacıyla almış olmasıdır. Kişinin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kendi kullanımı dışındaki bir amaç için satın alması durumunda, esas itibariyle bu suç değil, TCK m.188 yer alan ticari amaç ile uyuşturucu madde satın alınması suçu gerçekleşmiş olacaktır. Ayrıca kullanmak için satın alma eylemi sırasında aracıların kullanılması veya satın alma eyleminin yüz yüze veya internet ortamı gibi sanal bir ortamda gerçekleştirilmiş olmasının, eylemin suç sayılması bakımından bir önemi bulunmamaktadır.
Uyuşturucu ve Uyarıcı Maddelerde Kişisel Kullanım Miktar Sınırı Ne Kadardır?
Yargıtay kararlarında, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmak amacı ile mi yoksa ticari amaç ile mi satın alındığı, kabul edildiği veya bulundurulduğu hususundaki en önemli kriter, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarı olmaktadır.
Yargıtay, failin kendi kullanımı için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması durumlarında, özellikle 1 yıl süre ile faillin bu husustaki ihtiyacını baz almakta; “Uyuşturucu madde miktarının kişisel ihtiyaç sınırları içerisinde kalıp kalmadığının 1 yıllık zaman süreci nazara alınarak Adli Tıp Kurumunca değerlendirilmesi gerektiğini” ifade etmektedir.
Esrarın kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktarı, bireyin fiziksel ve psikolojik yapısı ile uyuşturucu maddenin türü, niteliği ve kalitesine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Adli Tıp Kurumu, esrar kullanan bireylerin tek seferde 1-1,50 gram tüketip günde 3 defa esrar kullanabileceği yönünde değerlendirmeler yapmaktadır. Esrar kullanım alışkanlığı olanların ise birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrarı yanlarında ya da kolayca ulaşabilecekleri bir yerde bulundurdukları, adli dosyalarda sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu bağlamda, esrar kullanan kişilerin, normal tüketim süresi boyunca ihtiyaç duyacakları miktarın üzerinde esrar bulundurmaları, kişisel kullanım amacı taşımadığını göstermektedir.
Örneğin Yargıtay vermiş olduğu bir kararda; şahsın aracında bulunan net 974 gram ağırlığındaki kenevir bitkisi parçalarının, hiçbir işleme tabi tutulmadan esrar gibi kullanılabileceği ve %35 oranında olmak üzere uyuşturucu maddelerden net 340 gram esrar elde edilebileceği, söz konusu miktarın da yıllık kişisel kullanım sınırları içerisinde bulunması sebebiyle kişinin uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla bulundurduğuna hükmetmiştir.
Yani Yargıtay öncelikle bulunan bitkinin uyuşturucu veya uyarıcı nitelikli bir madde olarak kullanılması için bir işleme gerek olup olmamasına, ardından bu bitkinin ne kadarlık kısmının yasaklı madde olarak kullanılabileceğine ve son olarak da madde miktarının kişisel kullanım sınırları içerisinde yer alıp almadığına bakmaktadır. Görüldüğü üzere Yargıtay 1 yıllık kullanım miktarına göre hesaplamıştır.
NOT: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kişisel kullanıma yetecek miktarda olması halinde başkaca delil yoksa amacın kullanmak için bulundurma olduğu kabul edilebilirse de maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak miktar ölçütü dışında somut olayın özelliklerine göre de değerlendirme yapılmalıdır. Miktar ne kadar az olursa olsun, kişinin, söz konusu bu maddeyi satmak veya kâr elde etmek için elinde bulundurduğu açıkça anlaşılıyor ise uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarının bir önemi bulunmayacaktır.
Bu ve bunlar gibi ayrımlara dikkat edilmesi, kişinin alacağı ceza miktarı, aftan yararlanabilme ihtimali, cezanın ertelenebilme ihtimali gibi bazı adil yargılanma açısından büyük önem arz etmektedir.
Esrar İçin Kişisel Kullanım Miktar Sınırı
Genel uygulamalara göre, mahkemelerde yıllık 1 kilogram esrar bulundurmanın kişisel kullanım amacı taşıdığı kabul edilse de son zamanlarda Yargıtay, yıllık net 600-700 gramı aşan esrar miktarını ticaret amacıyla bulundurma olarak değerlendirmektedir. Bu bağlamda, 600-700 gram ve altındaki esrar miktarları, kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçu olarak değerlendirilmektedir.
Son yapılan araştırmalarda günlük esrar kullanımının 2-4 gram arasında kabul edildiği görülmektedir.
Eroin İçin Kişisel Kullanım Miktar Sınırı
Yargıtay değerlendirmelerine göre ele geçirilen miktar 20 gram ve üzeriyse kullanım değil de ticaret suçunun meydana geldiği kabul edilmektedir.
Son yapılan araştırmalarda günlük eroin kullanımının 150 miligram kabul edildiği görülmektedir.
Kokain İçin Kişisel Kullanım Miktar Sınırı
Yargıtay değerlendirmelerine göre ele geçirilen miktar 20 gram ve üzeriyse kullanım değil de ticaret suçunun meydana geldiği kabul edilmektedir.
Son yapılan araştırmalarda günlük kokain kullanımının 60 miligram kabul edildiği görülmektedir.
Sentetik Haplar İçin Kişisel Kullanım Miktar Sınırı
Yargıtay değerlendirmelerine göre ele geçirilen miktar 50 adet ve üzeriyse kullanım değil de ticaret suçunun meydana geldiği kabul edilmektedir.
Son yapılan araştırmalarda günlük hap kullanımının 3-4 adet kabul edildiği görülmektedir.
NOT: Yukarıda yer alan miktarlar kesin sonuç vermemektedir. Kişi daha az miktar bulunduruyor olsa bile ticaretini yaptığına dair başka delillerin varlığı halinde veyahut birden fazla madde çeşidinden az miktarlarda bulundurması gibi durumların varlığı halinde suç tipi değişiklik gösterebilmektedir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma, Satın Alma Ya Da Bulundurma Suçu Ve Cezası
Madde açıklamasından da anlaşılacağı üzere m.191 kapsamında suç genel olarak iki farklı şekilde işlenebilir.
1. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ya da bulundurmak,
2. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak.
Kullanma; kişinin herhangi bir biçimde uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi vücuduna alması olarak tanımlanabilir. Bulundurma ise kişinin, kendisine veya bir başkasına ait olması, bulundurma süresi fark etmeksizin maddeyi zilyetliğinde barındırması anlamına gelir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 191’de yer alan hükme göre, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Aynı maddenin onuncu fıkrasında suçun nitelikli unsuru yer almaktadır. İlgili maddeye göre, “Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Cezanın Ertelenmesi (Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi)
Suç sebebiyle başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu m. 171’de yer alan kamu davası açmada takdir yetkisindeki şartlar aranmaksızın Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.
Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
NOT: Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
Kişinin, erteleme süresi zarfında aşağıdaki fiilleri işlemesi halinde erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılır:
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması.
Söz konusu kamu davasının açılmasından sonra, suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
NOT: Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, yukarıda yer alan ihlal nedenlerinden biri olarak sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararına İtiraz Mümkün Müdür?
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurma suçu hakkında verilen karara direkt olarak itiraz etmek mümkün değildir. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu m.171/2’de yer alan açıklamaya göre, suçtan zarar gören veya şüpheli, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının” kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
Ayrıca kişinin yapılan uyuşturucu veya uyarıcı madde test sonuçlarına karşı itiraz edebileceği de unutulmamalıdır.
Etkin Pişmanlık
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulundurma suçunda etkin pişmanlık hükümleri, resmi makamların haber almasından önce ve sonra olmak üzere iki farklı şekilde sonuç doğurmaktadır.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra ise gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
NOT: Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Zamanaşımı Ve İspat Hükümleri
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak her ne kadar şikayete bağlı bir suç olmasa da soruşturma ve kovuşturma konusu olabilmesi için zamanaşımına dikkat edilmelidir. Söz konusu zamanaşımı 8 (sekiz) yıldır. Bu süre içerisinde ceza davası sonuçlandırılmaz ise dava düşer.
İspat konusunda ise kişinin suçu ikrar etmesi yani, “Ben uyuşturucu kullanıyorum.” tarzı bir ifade kullanarak itirafta bulunması ispat niteliği taşımaz. Kişinin uyuşturucu kullandığına veya bulundurduğuna dair fiziksel ya da tıbbi bir delil gerekmektedir. Yani uyuşturucu veya uyarıcı madde fiziksel olarak ele geçmeli ya da kişinin tıbbi kontrolünde madde kullandığına dair bir kanıt olmalıdır. Aksi takdirde suçun ispatı oluşmaz ve beraatine karar verilmesi gerekirken, mahkûmiyetine hükmedilmesi, bozma nedenini meydana getirir.
Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurma suçunda görevli ve yetkili mahkeme, maddenin ele geçirildiği yer Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Suçun işlendiği yer belli değil ise şüpheli ya da sanığın yakalandığı yer, Türkiye’de yerleşim yeri olmayan şüpheli veya sanık için ise Türkiye’de en son bulunduğu yer Aslice Ceza Mahkemesi görevlidir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçunda Ceza Avukatı Desteği
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, satın alma ve bulundurma suçları, sanıkların haklarının en iyi şekilde korunmasını gerektiren hassas davalardır. Bu tür davalar gerek içerdikleri karmaşık hukuki süreçler gerekse ağır cezai yaptırımları nedeniyle büyük bir özen ve uzmanlık gerektirir.
Güneş & Güneş Hukuk Bürosu olarak, 25 yıllık tecrübemizle uyuşturucu madde suçları alanında derin bir bilgiye sahibiz. Biz, davaların her aşamasında titiz bir inceleme ve güçlü bir savunma stratejisi geliştirerek, müvekkillerimizin en iyi sonuca ulaşmasını hedefliyoruz. Yıllar içerisinde edindiğimiz deneyim, yalnızca yasal süreçleri değil, aynı zamanda mahkeme kararlarını etkileyecek kilit unsurları da en ince detayına kadar analiz etmemizi sağlıyor. Uyuşturucu suçları konusunda uzmanlığımız, müvekkillerimize adil bir yargılama süreci sunma konusunda bize rehberlik etmektedir. Her dava, özgün ve dikkatli bir savunma yaklaşımını gerektirir ve biz, bu süreci en etkili şekilde yönetmek için çalışıyoruz.
Hukuki süreçlerde profesyonel avukat desteği almak, haklarınızı korumak ve sürecin etkin bir şekilde yönetilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bir avukat, ilgili yasal mevzuat çerçevesinde gerekli başvuruların yapılmasından, resmi merciler nezdinde sürecin takibine kadar her aşamada hukuki haklarınızı güvence altına alır. Ayrıca, mağduriyetin tespiti, delillerin doğru bir şekilde toplanması ve ilgili taraflarla yapılacak yazışmalar gibi teknik ve prosedürel işlemler de avukatlar aracılığıyla etkili bir şekilde yürütülebilir.
Özellikle kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliği, ticari haklar veya telif haklarının korunması gibi hassas konularda zamanında yapılan müdahaleler hayati öneme sahiptir. Bu tür hukuki durumlarda, süreçlerin doğru yönetilmesi, hak kayıplarının önlenmesi ve en uygun stratejilerin geliştirilmesi, uzman bir avukatın desteğiyle mümkündür.
Uzman kadrosuyla hukuki hizmet sunan Güneş & Güneş Hukuk Bürosu, dijital dünyadaki hukuki sorunlar başta olmak üzere, müvekkillerine geniş bir yelpazede etkin ve stratejik çözümler sunmaktadır. Bireysel haklarınızın korunması veya işletmenizin varlıklarının güvence altına alınması gibi hukuki konularda ihtiyaç duyduğunuz desteği sağlamak için hazırız. 25 yıllık tecrübemizle her türlü hukuki sorunlarınıza çözüm üretmek için yanınızdayız.
Sıkça Sorulan Sorular
-
Uyuşturucu Ticareti ile Uyuşturucu Kullanma Arasında Fark Nedir?
Uyuşturucu ticareti, uyuşturucuyu satma amacıyla bulundurmayı, kullanma suçu ise yalnızca kişisel tüketim için bulundurmayı kapsar. Miktar, bulundurma şekli ve davranışlar bu suçların tespiti açısından önemlidir.
-
Uyuşturucu Ticareti Suçunun Tespiti Nasıl Yapılır?
Uyuşturucu miktarı, bulundurulma şekli, kişinin davranışları ve ekonomik durumu gibi kriterler suçun ticaret olup olmadığının belirlenmesinde etkilidir.
-
Uyuşturucu Madde Miktarı Suçun Niteliğini Nasıl Etkiler?
Kişisel kullanım sınırını aşan miktarda uyuşturucu bulundurmak, ticaret suçunu oluşturabilir.
-
Birden Fazla Uyuşturucu Türü Bulundurmak Suçun Niteliğini Değiştirir Mi?
Evet, farklı türlerde uyuşturucu bulundurulması, ticaret suçuna işaret eder.
-
Uyuşturucu Maddeyi Bir Yerde Saklamak Ticaret Suçuna Girer Mi?
Eğer uyuşturucu madde saklama veya depolama amacıyla gizli bir yerde bulunduruluyorsa, bu ticaret suçunun işareti olabilir.
-
Uyuşturucu Suçlarında Denetimli Serbestlik Uygulanabilir Mi?
Evet, uyuşturucu kullanma suçlarında denetimli serbestlik tedbiri uygulanabilir.
-
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Erteleme Kararı Verilebilir Mi?
Evet, savcı tarafından kamu davasının açılması 5 yıl süreyle ertelenebilir.
-
Denetimli Serbestlik Süresi Ne Kadar Olabilir?
Denetimli serbestlik süresi asgari 1 yıl olup, uzatılabilir.
-
Denetimli Serbestlik İhlal Edilirse Ne Olur?
Denetimli serbestlik şartlarına uyulmazsa erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılır.
-
Uyuşturucu Suçlarında Etkin Pişmanlık Nedir?
Suçun ortaya çıkmasını kolaylaştıran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce bilgi verirse ceza almaz. Haber alındıktan sonra ise cezada indirim uygulanır.
-
Uyuşturucu Kullanıcısı Tedavi Talep Ederse Ceza Alır Mı?
Kişi, soruşturma başlamadan önce tedavi talep ederse cezaya hükmolunmaz.
-
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Zamanaşımı Süresi Nedir?
Uyuşturucu kullanma suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır.
-
Uyuşturucu Madde Kullandığımı İkrar Etmek Yeterli Mi?
Hayır, ikrar tek başına yeterli değildir; fiziksel ya da tıbbi bir delil gerekmektedir.
-
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Hangi Mahkeme Görevli?
Uyuşturucu bulundurma suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
-
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Yetkili Mahkeme Neresidir?
Maddenin ele geçirildiği yer, suçun işlendiği yer belli değil ise şüpheli ya da sanığın yakalandığı yer, Türkiye’de yerleşim yeri olmayan şüpheli veya sanık için ise Türkiye’de en son bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
-
Uyuşturucu Suçlarında İtiraz Süresi Nedir?
İtiraz süresi kararın tebliğinden itibaren iki haftadır.
-
Uyuşturucu Testine İtiraz Edilebilir Mi?
Evet, kişi uyuşturucu testi sonuçlarına itiraz edebilir.
-
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Denetimli Serbestlik Mümkün Mü?
Evet, mümkün. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.